4 Mart 2012 Pazar

Bir evde iki kedi

Kedisi olanlar bilir. Bir kedi ile yaşamak demek, yeri geldiğinde onun kurallarına uymak demektir. Hele ki bizim Paşa gibi bir kediniz varsa , kurallar biter emirler başlar.. 
Eğer karnı açsa hiç susmaz , siz neyle ilgilenirseniz ilgilenin tepenize biner yine de söylenir durur. 
Kimseye de eyvallahı yoktur, canı isterse kendini sevdirmek için ayaklara yapışır, ama canı istemezse ona doğru yöneldiğinizde bile yerini değiştirir. 
Böyledir bizim kedimiz.
Paşa, bizimle yaşamadan önce çok ev değiştirmiş ve galiba çok da mutlu olmamış bu durumdan. 
Sorunlu bir çocukluk travması yani.. biz alıştık onun bu serseri tavırlarına, hatta hoşumuza bile gitmeye başlamıştı ki ; Zakkum ile tanıştık.
Apartmanımızın içine kadar girebilmiş azimli bir tekir kedi bu kız.
İlk olarak eşim görmüş bu tatlı kızı, sonrasında soğukda o halde bırakmak içimize sinmedi ve eve aldık. 
O zamana kadar hiç ikinci bir kedi olsa acaba nasıl olurdu diye düşünmemiştik oysaki..
Paşa ve Zakkum karşı karşıya geldiler. O ilk an! Ah o ilk an! Paşa için nasıl bir yıkımdı, anlatamam. Bize resmen,"nerden buldunuz bu pisliği" der gibi iğrenerek bakıyordu. 
Zakkum ise hem yavru olmasının verdiği saflıkla, hem de apartman içine tuvaletini yapamamış olmanın rahatsızlığıyla garip garip etrafa bakıp miyavlıyordu. 
Heralde Zakkum' a dair hiçbir zaman unutmayacağım an , o andı. 
İçeri girdikten çok kısa bir süre sonra koşa koşa Paşa'nın tuvaletine gitti ve tuvaletini yaptı. 

Ve biz bu kediyi sokaktan almıştık, 
Bizim sosyetik Ankara kedisi Paşa'mız bile bazen şımarıklığından olmadık yerlere yaparken, bu yavrucuk tuvalete koşmuştu. O ana kadar tuvalet eğitimine nasıl alıştıracağım diye düşünen ben , 
eşimin "yaa gördün mü" cümlesi ile kendime gelmiştim.

Birlikte geçirdikleri ilk gün, vukuatsız olmayacaktı tabiki, Sehpa üzerinde duran caanım tabağımı kırdılar.
Bunun üzerine anladım ki bu ufaklığın püsküllere , sallanan şeylere normal kedilerden daha fazla bir ilgisi var.
Halbuki Paşa ne kadar uslu bir kediymiş, ne haksızlık etmişim meğer ona :) 
Bunun üzerine ilgisini çekebileceğini düşündüğüm çoğu şey bir süreliğine ortadan kaldırıldı tabiki.

Bu arada Paşa'nın çenesinin düşüklüğünden bahsetmiştim ya o hiç bir şeymiş, 
Zakkum ile birlikte o kadar çok saydırdı ki bize, o seslerini ancak çok sinirlendiğinde duyardık, 
1 hafta boyunca her gün aralıksız şekilde duyduk, duyurdu sağolsun :)

Ve sonra 1 hafta geçti, Paşa baktı olmuyor,hala başında bu kız, pes etti!
ondan kaçmamayı, hatta onunla oynamayı öğrenmeye başladı. 
Fakat bir sorun vardı; Zakkum hayatının 3. ayında daha oyun çağını yaşarken, Paşa olgun dönemini yaşayan 8 yaşında bir kediydi. Çok kavga ettiler çoook, hala da ediyorlar. 
Paşacığımın iri cüssesi çoğu zaman Zakkum kızın atletik vücuduna yeniliyordu ve çok yoruluyordu ama öyle bir hırs yaptı ki, çocukla çocuk olmasını öğrendi.


VE şimdi Zakkum 7 aylık, Paşa galiba yeni doğdu :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder