14 Mayıs 2012 Pazartesi

Tüysüzüm-Tüysüzsün-Tüysüz!!!

Zakkum'un meşhur huyudur mandal kaçırmak.. Ama sadece mandal olsa iyi, ağzıyla taşıyabileceği her şeyi gözüne kestirip kapının önüne yığmak gibi bir alışkanlığı var.
Bu kız hiç büyüyemeyecek sanırım... Sonra bizim kölelerden zılgıtı yiyip oraya buraya koşturması yok mu ? Biraz beni örnek al diyorum dinlemiyor, çocuk daha büyüyecek.

Geçen hafta tüylerimi kırptılar yine çok çirkin oldum, ben tüylüyken güzelim, doğama aykırı tüysüz olmak.. Neymiş etrafa tüy döküyormuşum... pehh.. tüysüz mü sanmıştın beni evine alırken, dökücem tabiki..
Senin saçın dökülmüyor mu sanki! Ben yerde o iğrenç uzun siyah saçları görünce tiksinmiyorum hiç di mi?
Ama katlanıyorum, sırf mamamı sen veriyorsun diye..

Peki sen napıyorsun? Doooğru veterinere götürüyorsun beni.. Allah'tan orda beni seviyorlar, iyi bakıyorlar da ses etmiyorum. Yoksa zor kurtulurdun elimden..


Bu sefer bir başka oldu kırpılma hikayem, yani aslında her şey aynıydı da eve döndüğümde karşılaştığım tavır beni çok üzdü.

Gelmişim eve, kafam kazan gibi...
Bu Zakkum beni kokladı girer girmez tabii, ana! bir de ne yapsın densiz!
Tıslamaya üzerime saldırmaya çalışmaz mı, elimde kalacaktı valla.
Zaten halim yok. Yeni ayılmışım, kendime ancak gelebiliyorum. Bir de Zakkum Hanım'ın tafralarını çektim..
Kadın dırdırı kadar zor şey yokmuş azizim, zor çok zor..
2 gün boyunca benden hep kaçtı, en zor zamanımda bana destek olmadı, çok üzüldüm be günlük, ağır geldi dünkü çocuğun bana yaptıkları..
Neyse Allah'tan kindar bir kedi değilim de affettim keratayı, eski günlerimize döndük artık..
Tek eksik benim tüylerim yok :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder